9 Nisan 2023 Pazar

Güle güle!

Çav Bella/Hoşçakal Güzelim:

Çok güzel bir müzik ile sosyal ve ideolojik arkaplanının kısa ve net bir özeti.

Enfes militer bir melodi eşliğinde, elinde silah olan güzel kızlar, yakışıklı delikanlılar ve tatlı çocuklar... Bir kutsal (faşizme direniş) için ölümü kutsayan romantik bir bakış açısı var videoda.

Ancak gördük ki, faşizme karşı romantik bir idealizmi (sosyalizmi) yüceltenler, modern yönetim bilimin verilerini (kuvvetler ayrılığı ilkesi, hukukun üstünlüğü, yönetimde demokratik ilkeler, katılımcı yönetim/yönetişim, şeffaflık, insani değerler, etik-estetik, devletin halkın zabıtası/çobanı değil hizmetçisi olduğu kabülü, insanın sosyalpsikolojisi vs.) kullanmayınca, ideoloji fetişisti olunca, günün sonunda onlar da faşizmden geri kalmayan ceberrut, otoriter diktatörlükler oldular. Yetmiş yıl ömürlü ideolojilerini dünyaya yaymak için 20 milyondan fazla insan öldürdüler “rejim düşmanı” diyerek.

Aynı şeyi bazen ırk-milliyetçilik adına yaptı insanoğlu; bazen de din ve dincilik adına. En çok da “uygarlaştırma misyonu” için yaptı sömürgecilik çağında.

Keşke insan dışı kutsallar yerine, insan yüceltilse de, ölüm yerine “yaşatmak” kutsansa...

Keşke bu videodaki melodi ve romantizm kadar güzel olsa gerçek hayat.

Halbuki, “İnsan; karnında b.k taşıyan, faunanın en vahşi hayvanı!”

(KB)

Ufuk çizgisi

 


Gençliğimde uçuş eğitimi almıştım. Cessna T-41 model tek pervaneli eğitim uçağı ile. Teknolojisi sınırlı idi o zamanlar; beş duyunuzu kullanarak uçuruyordunuz onları. Yeryüzüne paralel kalmam için, çizilen rotadan sapmamam ve istikamette kalmam için, yandan esen rüzgarın saptırmalarını düzeltmem için, hocam hep bana “ufuk çizgisine bak” derdi. Ne zaman yönümde, uçuş seyrimde değişiklik olsa, ya da istikamette istikrarım kaybolsa “ufuk!... ufuk çizgisi!?..” diye tatlı sert bir ikaz yapardı. Ufuk çizgisi ve gideceğimiz yön arasındaki ilişki ile ilgili husus aklıma gelince, bu hatıram tedai etti hafızamda. 

Ufuk çizgisinin kaybolması, insanın yönünü, rotasını, yolunu kaybetmesine neden olur. Çünkü gözünüz ufukta bir noktada iken, o noktaya doğru gidiyor iken, istikametiniz ona doğru iken, ancak yolunuzu şaşırmadan devam edebilirsiniz. Aksi halde, anlık, günlük hadiselere bağlı olarak değişen her şeyde, siz de yönünüzü istikametinizi değiştirirsiniz; Yanlış yöne gider ya da aynı yerde dolanıp durursunuz.

İşte bunun gibi insanın bir gaye-i hayali, bir uzak hedefi olmadığında yolunu şaşırması, istikametini kaybetmesi kaçınılmazdır. 

Yaşadığınız zamanlarda, coğrafyanızda/ülkenizde mesleğiniz, kariyeriniz, sosyal hayat ve çevre kurgunuz ile ilgili hayal ve hedefleriniz yoksa veya olamıyorsa, orada ne işiniz var? Bunların olduğu yere gitmeniz lazım; ya da olacağına inandığınız bir yere...

Zaten çok zordur bu coğrafyada bir ufuk çizgisi üzerinden bir gaye-i hayal sahibi olmak… maalesef!

(KB)