Canımın içi, seninle kısa bir sohbet etmek istiyorum. Daha doğrusu ben söyleyeceğim, sen dinle. İlk fırsatta ben de seni dinlemek isterim.
Kaç arkadaşın var?
Yok, sosyal medya arkadaşlarını kastetmiyorum; gerçekten kaç arkadaşın var?
Gece saat üçte arayabileceğin kaç arkadaşın var?
Borç isteyebileceğin kaç kişi var?
Seni kötü(lük)lerden saklayacak kaç dostun var?
Senin için risk alacak kaç ahbabın var?
Yolda kalsan arayabileceğin kaç sevdiğin var?
Yatağa düşsen bakacak kaç habibin var?
Evsiz kalsan sahip çıkacak kaç yarenin var?
Sana dua eden kaç yarin var?
Sözüne inanan ve güvenen kaç insan var?
İnsanın arkadaşı bazen ailesinden de önemli olabilmektedir. Çünkü arkadaşımızı seçebiliyoruz ama akrabamızı biz belirlemedik. Çünkü ailemiz ‘bize rağmen bizledir’ çoğunlukla; arkadaşımız ise ‘biz olduğumuz kadar bizledir’. Biz ne kadar arkadaş isek o kadardır onlar: bizi bize yansıtırlar yani... Ailemizle paylaşmadığımız dertlerimizi ve sırlarımızı arkadaşımızla paylaştığımız olur. Onun için bu arkadaşlık meselesi üzerinde derince düşünmeye değer. Bu konuşmayı çocuğuma yapıyorum. Onun için "sen" olarak hitap edeceğim.
Kendi listeni oluştur ve bir yere yaz. Belki sen bu dünyadan gittikten sonra bakılmasını isteyebilirsin. En iyisi sevdiklerine onları sevdiğini söylemektir. Ama bazen bunu yapamazsın. Fitne durumunda bu zordur mesela... Zamanla listende değişiklikler de olacaktır. Kişilerin dereceleri değişecek, bazıları çıkacak, bazı yeni arkadaşlar eklenecek. Esnek ol.
Hattı zatında sonsuz sayıda arkadaşın da olamaz. Sosyal medya arkadaşlarını yine hariç tutuyorum. Onlara "İrtibatta olunan kişiler" demek daha uygun zaten... Yukarıdaki sorularıma cevap verip bir liste yaptıysan listendeki kişilerin en çok iki elin parmakları kadar olmasını bekliyorum. Eğer daha fazlaysa seni tebrik ederim! Yine de erken sevinme; sınamadan bilemezsin. Dinci münafıklar ve faşist Ergenokoncuların millete yaptıkları kumpasla hapse girdiğimde en sevdiğim iş arkadaşım ve dostum irtibatını kesmişti benimle mesela. Bir dostum ise bazen gece yarısı arayıp konuşmak istediğini söylerdi. Dostluklar olaylarla test edilir. İnsan çaya benzer; sıcak suyun içinde demlenene kadar gerçek rengini bilemezsin.
Diğer taraftan, bir kişinin stabil ilişki sürdürebileceği azami insan sayısının 150 olduğu belirtilmektedir (1). Dolayısıyla irtibatta olduğun kişi sayısı arttıkça ister istemez tercihler yapmak zorunda kalacaksın. Arkadaş sayın 300 olmuşsa hepsiyle sürekli ilişki içinde olman mümkün olmayacaktır. Hepsini araman, hatırlarını sorman, doğum günlerini, bayramlarını tebrik etmene imkan yoktur. Bunun farkında olarak yaşarsan daha az ızdırap çekersin.
Kaldı ki, arkadaş listeni bilinçli olarak da güncellemende fayda var. Tıpkı beğenmediğin bir yemeği yememek veya hoşlanmadığın bir kitabı okumamak gibi... İhtiyacın olduğunda sana faydası olmayan, hatta zararı olan arkadaşlarını sırtında taşımayı bırak. Yükünden kurtulman gereken sahte arkadaşların da olabilir. Onların enerjini tüketmelerine izin verme. Zamanını, değecek insanlara harca. Ispanaktan yağ çıkmaz. Arkadaşlık zaman ve emek ister. Öylelerinin gerçek arkadaşlarına harcaman gereken zaman ve emeği çalmalarına izin verme!
Yirmi yıl kadar önceydi. Cep telefonları yeni yaygınlaşıyordu. Kişinin acil durumlarda aranmasını istediği bir numarayı telefon rehberinde "Acil" (Emergency) olarak kaydetmesi kampanyası başlatılmıştı (2). O günlerde ben de bir dostumu rehberime bu şekilde kaydettim. O gün bu gündür o numarayı değiştirme ihtiyacı hissetmedim. "En sevdiğin arkadaşın kim?" sorusuna cevap vermek zorunda değilsin (😇) ama yine de kendine acil durum dostunun kim olduğunu sor.
Arkadaşlık konusunda belirtilmesi gereken başka bir husus da arkadaşlığın iki yönlü oluşudur. Hani anlatılır ya: Adamın birisi bir beldeye gitmiş. Meclistekilere sormuş
- "Buranın insanları nasıldır?" Bir ihtiyar cevap vermiş;
+ "Geldiğin yerdekiler nasıldı?"
- "Çok kötüydü."
+ "Buradakiler daha da kötüdür".
Adam gitmiş, yeni taşınan başka birisi gelmiş. O da aynı soruyu sormuş. Yine ihtiyar demiş;
+ "Geldiğin yerdekiler nasıldı?"
- "Çok iyiydi."
+ "Buradakiler daha da iyidir".
Kıssanın özü, sana yönelik davranışlar büyük oranda senin aynandır. Sen iyiysen dostların da iyidir.
Dostluk teklifinin karşıdan gelmesini bekleme. Karşılaştığın insanlara gülümse. Hediyeleş. İnsanların özel günlerini kutla. Selamı yay. Böylece dost çevreni geliştirmek için aktif bir çaba içerisinde ol. Göreceksin, arkadaş listen baş edemeyeceğin kadar büyüyecektir.
Almanya'dan bir örnek vermek istiyorum. Malum, Almanlar disiplinli ve soğuk olarak bilinirler. Hatta bir atasözü "Kızmamak övgü olarak yeterlidir" der (Nicht geschimpft ist gelobt genug). Oysa Almanlarla çok candan dostluklar kurmak mümkün. Ben üç yıllık Almanya geçmişimde bu tür dostluklar kurabildiğimi mutlulukla söyleyebilirim. Ancak, yeni geldiğim günlerden bir gün Alman arkadaşımla aramda şöyle bir konuşma geçti:
- "Apartmana taşındım, kimse kapımı çalmadı. Ne kadar soğuk insanlarınız var!"
Bana şu cevabı verdi:
+ "Bizde bireysel haklara çok önem verilir. Yeni taşınan kişi rahatsız edilmek istemeyebilir. Ayrıca yabancı uyruklu birisinin kapısını çalıp kim olduğunu, nereden geldiğini sormak ırkçı ve ayrımcı olarak algılanabilir..."
Sonradan öğrendim ki, burada şöyle de bir adet varmış: Bir mahalleye yeni taşınan kişi taşındığını duyurur ve komşularını davet ederse (Einweihung) herkesin gelmesi ve tuz ve ekmek getirmesi adettenmiş (3). Diğer bir deyişle, komşuların yeni taşınana hoş geldine gelmeleri için önce kişinin komşularını davet etmesi icap ediyormuş.
Arkadaşlarını hangi kategorilere ayıracağın ve nasıl etiketleyeceğin sana kalmış. Ben Twitter takipçilerime sorduğumda çoğunluğun dost ve yoldaş kelimelerini tercih ettiklerini gördüm (4).
Senin de dost ve yoldaşlarının çok olmasını diliyorum. Sınanmış ve iki taraflı onaylanmış gerçek dostlukların olsun.
Unutmadan önemli bir hususu daha vurgulamak istiyorum: Baştaki soruların hepsinin tersi de söz konusu. Seni kaç kişi arkadaşı olarak tanımlar? Senin için dua eden kaç
kişi var? Sen arkadaş olmaya layık mısın? Unutma ki, sen azami 150 kişi ile aktif ilişki sürdürme kapasitesinde olsan da seninle dost olmak isteyenlerin sayısı daha fazla olabilir ve iyi bir insansan öyle de olmalıdır.
Bu konuda son söz Aşık Veysel'den gelsin: Benim sadık yarim kara topraktır.
İyi düşünmeler...
1: Wikipedi. Dunbar's number. https://en.wikipedia.org/wiki/Dunbar%27s_number [Erişim: 22.07.2023]
2: Cambridge News 23.12.2005. Bob's idea has global impact. https://web.archive.org/web/20090203024121/http://www.cambridge-news.co.uk/cn_news_newmarket/displayarticle.asp?id=198611 via WebArchive [Erişim: 22.07.2023]
3: Gofeminin. https://www.gofeminin.de/wohnen/geschenke-zum-einzug-s2328959.html [Erişim: 22.07.2023]
4: Twitter. Zekeriya Aktürk. https://twitter.com/zekeriyaakturk [Erişim: 22.07.2023]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder