Prof. Dr. Kenan Taştan
Kenan hocayı inandığı gibi yaşamasıyla tanıdım. İnandığı gibi yaşadı, öyle de dirilecektir. O kimseye boyun eğmezdi, düşüncelerini mertçe söylerdi. Ebedi hayatta komşum olmasını, hoş sohbetlerini dinlemeyi umuyorum. Onun gitmesine üzülen sadece ben değilim. Geride birçok öksüz bıraktı.
2004 yılında Kenan Taştan ile bir Gökçeada seferinde
Cennet meyvesi üç kızı öksüz kaldı. Onlara ne kadar düşkün olduğunu biliyorum. Babasız kalmanın acısı büyüktür. Umarım binlerce seveninin babalarının iyiliğine şehadeti acılarını hafifletir.
Danışmanlık verdiği insanlar öksüz kaldı. Konferanslarıyla ve hekimliğiyle binlerce insanın sağlığına ve düşünce dünyasına dokundu. Bana da nasihatleri olmuştu, bazısını tutamadığım. Mesela Erzurum’da yaşadığım haksızlıkları ve 15 Temmuz sonrası hukuksuzlukları unutmamı ve affetmemi önermişti…
Taştan Kişilik Tipi Ölçeği öksüz kaldı. Bugün baktım, şimdiye kadar ölçeği kullanarak 9158 kişi kendini değerlendirmiş. O ölçeği birlikte geliştirmiştik. İnsanların Enegram prensiplerine göre kişiliklerini değerlendirmeleri için harika bir araç.
http://www.aile.net/icerik/akademik-destek/akademik-icerikler
Anabilim Dalı öksüz kaldı. Her ne kadar Kenan hoca yıllar önce kendisini akademiye yönlendirdiğimde “Hocam, sizi seviyorum ama o taraklarda bezim yok” demiş olsa da4 akademi ona, o da akademiye yakışıyordu. Çok öğrencinin yetişmesine katkısı oldu. Ömrü vefa etseydi Alanya’da da nice güzel projeler yapacağına inanıyordum.
https://avebis.alanya.edu.tr/home/ProfilGenel?h=1115
Web sitesi öksüz kaldı. Kenan hoca insanlarla iletişime önem verirdi. Etkileşim için bütün kanalları açık tutardı. Ona cep telefonundan veya e-posta adresinden her zaman ulaşabilirdiniz. Web sitesi de iletişim araçlarından biriydi. Dilerim o site uzun süre yayın yapmaya devam eder.
http://www.drkenantastan.com/hakkimizda.asp
YouTube kanalı öksüz kaldı. Eğitim, ders sunumları ve televizyon programlarından oluşan YouTube kanalı da şimdi hüzünlü. Zira artık yeni videolar yüklenmeyecek…
https://www.youtube.com/@drkenantastan2671
Akademik yayınları öksüz kaldı. Kenan hoca konferanslarına özellikle tutkundu. Belki de insanlarla iletişimde olmayı sevdiğindendi. Ben ise anabilim dalı başkanı olarak daha fazla araştırma projesi yapmasını istiyordum (O zamanlar henüz “ata et, ite ot verilmez” prensibini tam kavrayamamış olmalıyım). Bir keresinde şaka yollu “Kenan hocam, filim yapmaktan zaman bulursan biraz da bilim yap” demiştim. Şimdi baktığımda görüyorum ki, hoca ne çok da yayın yapmış. Kesinlikle Türkiye ortalamasının üzerinde!
https://scholar.google.com.tr/citations?user=P_dRMCIAAAAJ&hl=tr
Hipnoterapi kursları ve eserleri öksüz kaldı. Prof. Dr. Kenan Taştan’ın belki de en önemli eseri hipnoterapi ve GETAT alanında bir ilk olan iki cilt ve 1960 sayfalı, 55 yazarın ortak ürünü “Bilinmeyen yönleriyle Hipnoz ve Hipnoterapi” kitabı. Türkiye’de bu alanda şimdiye kadar faaliyet yürütenlerin çoğu tekelci ve bilgiyi kendine saklayan bir prensip benimsemişken, Kenan hoca ortak yaklaşımımız olan “Üret ve Paylaş” düsturunu takip ediyordu. Bu kurslar ve eserler sayesinde Türkiye’de binlerce insan hipnoterapi bilimiyle tanışık hale geldi ve uzmanlaştı.
Diğer Öksüzler: Kenan hoca çok yönlü bir insandı. O üç numaralı (Başaran) ve iki numaralı (Yardımsever) tipi bir kişiliğe sahipti. Kişiliğinin gereği çalışkan, ilkeli, anlayışlı, dünyaya umut ve dürüstlük armağan eden, insanlar arasındaki ilişkileri ve bağlantıları öncelikli tutan, yardımsever ve samimi bir insandı. Onun gidişiyle hızlı okuma kurslarından, aile terapisi eğitimlerine, köşe yazılarına, tiyatro oyunlarına, kitaplarına ve başka faaliyetlere kadar birçok proje öksüz kaldı.
Kenan Hoca konferansı sonrasında kitaplarını imzalıyor
Kenan kardeşimle ilk tanıştığımız günden beri samimi bir dostluğumuz oldu. Ailecek görüşür ve yardımlaşırdık. Doçentlik dosyamın fotokopilerini dosyalara birlikte tasnif ettiğimiz neşeli akşam çalışmamız tatlı hatıralarımdan birisidir.
Kenan hocayla Edirne’de doçentlik dosyası hazırlıyoruz
Son görüşmemiz ise birkaç ay önce Profesör oluşu sonrasında mesajlaşma ile gerçekleşti; hasta muayenesinde olduğum için telefonla konuşamamıştım. Akademik hayatındaki başarılar için bana da pay biçiyor, bir vefa örneği gösteriyordu. Cevaben başarının kendi irade ve çalışmasının sonucu olduğunu söylemiş ve esas benimle çalışmaya katlandığı için ben teşekkür etmiştim. Zira bazen arkadaşlık samimiyetimize güvenerek sınırları aştığım da olmuştu... Akşama telefonlaşalım dedim ama nasip olmadı…
Prof. Dr. Kenan Taştan’la en uzun çalışmamız Atatürk Üniversitesi’nde gerçekleşti. Zulüm ve fitne dönemi gelmeden önce eğitim, araştırma ve insan yetiştirme adına örnek alınabilecek bir çalışma geçirdik. O yılların ürünü olarak birçok arkadaşımız yetkin akademisyenler olarak yetişti.
Prof. Dr. Kenan Taştan ve ekip arkadaşlarımızla Erzurum’da
Kenan kardeşimle çok hatıram var. Hangisini anayım bilemedim. Asistanlığı döneminde Ziya Baran’ı davet edip hafıza kursu yapmasını mı, Gökçeada’da ziyaretine gideceğimiz gün evine çilingirle girip çamaşır makinesini yanıma almamı mı, birlikte yaptığımız teneke kebabı pikniklerini mi, birlikte tekvando kursuna gidişimizi mi, kongre seyahatlerimizi mi, Erzurum’daki iş arkadaşlığımızı mı… Hepsinin yerine ondan kalan değerli bir sözü aktarayım: “Zekeriya hocam, insanlara kişilik tiplerine uygun muamele etmek lazım, ata et, ite ot vermemek gerekir. İnsanlardan kapasite ve istidatlarına uygun beklentilerde bulunun!”.
“Keşke…” dediğim bir arkadaşımı daha uğurlayamamanın ağırlığı omuzlarımda. Kenan’ı rahmetle anıyorum ve dilim döndükçe de anacağım. Son zamanlarda ne çok dostumu ve sevdiğimi kaybettim. Keşke Kenan kardeşimle daha etkin zaman geçirseydim. Keşke daha fazla hatıra toplasaydım. Ama artık söyleyeceğim tek söz kaldı: Cennette komşuluk yapmak üzere hoşça kal Kenan! Ebedi hayatta komşum olmanı, hoş sohbetlerini dinlemeyi umuyorum.