8 Ağustos 2024 Perşembe

Kırık Camlardan Milgram'a İyilik ve Kötülüğün Mücadelesi Devam Ediyor; Sen Ne Yapıyorsun?

İkinci Dünya Savaşı'nın insanlık üzerindeki derin etkileri, 1950'lerden itibaren sosyal psikoloji alanında pek çok deneysel çalışmanın yapılmasına zemin hazırlamıştır. Bu çalışmalar, insan davranışlarının ardında yatan sosyal dinamikleri ve kötülük ile iyiliğin kökenlerini aydınlatmayı amaçlamıştır. Öne çıkan bazı deneyler şunlardır:

 

Bu deneyler, kötülüğün ve barbarlığın toplumlarda nasıl "olağan ve normal" olarak kabul edilebileceğini gözler önüne sermiştir. Kötülük ve iyilik, insan doğasının ayrılmaz parçalarıdır ve genetik yapılarımızda mevcuttur. Ancak hangisinin baskın çıkacağı, bireyin aldığı eğitim, yaşadığı sosyal çevre ve kültürel yapı ile şekillenir.

 

Özellikle Almanya'nın tarihi, bu durumu vurgulayan çarpıcı bir örnektir. Aydınlanma ve Sanayi Devrimi'nin beşiği olan bu ülke, zamanla, faşist bir diktatörün etkisi altında kısa sürede nasıl değişebileceğini göstermiştir.

 

“İnsanlar kendi idarecilerinin yolundadırlar”. Toplum, liderlerin yön verdiği şekli alır. Bu nedenle kanaat önderleri, devlet yöneticileri, aydınlar, gazeteciler ve sanatçıların toplum üzerindeki etkileri büyük sorumluluk taşır.

 

Kötülüğü engellemek için aktif çabalar gereklidir. Toplumda bu tür misyonlara sahip bireylerin desteklenmesi, kötülüğün yayılmasını önlemek için hayati önem taşır. Kendimize sormalıyız: Ben kötülük ve iyiliğin mücadelesinde ne yapıyorum ve nerede duruyorum?

 

*Beşirli hocama bu yazı için verdiği ilhamdan dolayı teşekkür ederim.