Zâlimlere dedirir bir gün kudret-i mevlâ,
Tallahi lekad âserakellâhu aleynâ. (Ziya Paşa)
Tıp doktoruyum. Aile hekimliği profesörüyüm. Mesleğimin gerektirdiği yoğunluk nedeniyle, genellikle alanım dışındaki eserleri okumaya pek fırsat bulamamıştım. Ancak bir gün, hayatım tamamen değişti. Yurt dışında 14 bin dolar maaşla çalışmaya hazırlanırken, terör örgütü üyeliğiyle suçlandım ve bir kafese atıldım.
Hapsedildiğim bu süreçte, okumak benim için bir kurtuluş yolu oldu. 14 ay boyunca neredeyse durmaksızın okudum. Bir gün, içimde çok daha derin bir ihtiyaç belirdi: Yazma ihtiyacı. Daha önce ne yazma deneyimim ne de bu konuda bir yeteneğim vardı. Ama anladım ki, yaşadıklarımı, duygularımı ve düşüncelerimi yazmalıyım. Yazmak, bir nevi direnç gösterme aracı oldu benim için.
Bu kitabı yazarken, hece ölçüsü ve kafiyeleri kullanarak yaşadıklarımı, hissettiklerimi ve gördüklerimi anlatmaya çalıştım. Belki de, bir profesörün değil, bir şairin kaleminden çıkmış gibi görünebilir. En zor dönemlerimde bana güç veren bu kelimelerin, sizlere de aynı şekilde dokunacağını ve yaşadığınız zorluklarda yalnız olmadığınızı hissettireceğini umuyorum.
Destanın "mazlum" olması, onun olağanüstü kahramanlıklar, büyük zaferler ya da başarılarla değil; zulüm, baskı ve haksızlıklarla şekillenmesindendir. Bu eserin her sayfası, mazlumun sesinin, kalemle yazılan bir destanın yankısıdır. Bu zulüm yıllarında yüz binlerce mazlum, yaşatılan despotizme ve çektirilen eziyetlere rağmen, onurlu ve vakur bir duruş sergiledi. Cezaevinde gördüğüm her bir kişinin hayatı, bir destan niteliğindeydi. Umarım bu satırlar, yüreğinizde bir yer bulur ve sizleri de adalet, insanlık ve özgürlük adına bir kez daha düşünmeye sevk eder.
Prof. Dr. Zekeriya Aktürk